Yaz sezonunun ardından, sanat etkinliklerinin hızlı başlangıçlarıyla gündeme gelen Eylül ayında, sanatseverlerin buluşma duraklarından biri daha belli oldu. İçinde İstanbul’u taşıyan, geçmişiyle köprü kurarak yansıtan önemli bir sergi, 20 Eylül’den itibaren sanatseverlerle birlikte olacak.

Soyut ve figüratif unsurları biraraya getirerek canlı ve dinamik eserleriyle tanınan çağdaş Türk ressamı Memduh Kuzay, Türk-İslam sanat geleneği unsurlarını harmanladığı soyut kompozisyonlarıyla “Değerleriyle İstanbul” sergisinde yerini alıyor. Eserlerinde sıkça rastlanan geometrik desenler, silüetler ve ritmik çizgiler kullanan sanatçı, Türkiye’nin zengin çeşitliliğini yansıtan bir mirası sergiliyor. Türkiye sınırları dışında da tanınan ressam Kuzay, 2001 yılında Chicago’daki açık hava sergisinde “En İyi Sanatçı” ödülünü de taşıyor. Özgünlüğün önemini vurgulayan sanatçı, kendi deyişiyle “her sanatçının bireyselliğini ve dünyayı derinlemesine kavrayışını yansıtan benzersiz eserler ortaya koyması” gerektiğine inanıyor.

Tuvalden tarihe anlamlı bir bakış

On yılı aşkın süredir Türkiye’de yaşayan Rus ressam Tatiana Kirillova, bu sergide, suyun akışkanlığını ve doğanın ritmini modern resimle buluşturarak izleyiciyi evrensel uyumun büyüsüne davet ediyor. Türkiye hayranı olan Kirillova, her fırça darbesinde su ve renk ile tarihin anlamlı ritmini yakaladığı eserlerinde, unutulmaya yüz tutmuş vapurlarımızı tuvalinde canlandırıyor.

“Benim için deniz ve gemiler, hep sınırların, ülkelerin ötesinde başka bir dünya; ilhamımı oradan alıyorum” diyen Tatiana Kirillova, geçmişte kahramanlık izi bulunan, her biri madalyasız ama “tarihte imkansızı gerçekleştiren sessiz şahitler olarak” nitelendirdiği vapurları tasvir ediyor. “gerçek güzellik var olduğu sürece değil hatırlandıkça yaşar” diyen Kirillova, Çanakkale’de “gazi” unvanını alan, ne anıtı ne belgeseli olan dünyanın ilk arabalı vapuru “Suhulet-26”yı resmederken bu düşüncelerini çarpıcı bir şekilde kurgulamış.

Mücadelenin, direnişin bir başka sessiz gazisi ise “Halas-71”. Osmanlı İmparatorluğu’nun İngiltere’ye siparişi üzerine 1914’te inşa edilen ancak teslim edilmeyip Çanakkale’de bize karşı mayın gemisi olarak kullanılan ve 1923 yılında Atatürk’ün girişimiyle  geri alınan, yıllarca İstanbul-Yalova hattında yolcu taşıyan vapurumuz “Halas-71” de Kirillova’nın akıcı renkleriyle adeta Boğaz’ın sularında yeniden yerini almış. Halas’ı Rumelihisarı’nın duvarlarına yaslanmış olarak tasvir eden Kirillova tablosu için “Onurunu tarihini ve hikayesini geri almayı başaran bu vapuru resmetmekten büyük haz duyuyorum” diyor.

1911 yılında denize doğan ve “Baloya çıkan bir hanımefendi” diye anılan zarif “Güzelhisar” vapuru da Çanakkale gazisi. İngiliz denizaltısının attığı torpili karşılayan “Güzelhisar”, savaşın yarasını taşıyan ve sessizce kahramanlık yazan bir şehir hatları vapuru. 1980’de sessizce sonsuzluğa çekilmiş ancak ressamın tuvalinde adeta yeniden hayat bulmuş.

Paşabahçe ile Boğaz’ın kaybolmuş efsanevi feribotları ile ihtişamlı Savarona gemisini tuvale yansıtan ressam Kirillova ve  çağdaş ressam Memduh Kuzay’ın eserlerinin yer aldığı, İstanbul Sanat Dergisi işbirliğiyle hazırlanan sergi, 20 Ekim’e kadar Nişantaşı’nda Azernagari Art House’da ziyaretçilerini bekleyecek.

Haber: Aynur ÇELİKCAN